Şairlerin Eserleri
Hoca Dehhani
GAZEL -1
Bir kadehle bizi sâkî gamdan âzâd eyledi
Şâd olsun gönli anın gönlümi şâd eyledi
Bendeyidi bunca yıllar kaddine serv-i revân
Toğrulukla kulluk itdigiçün âzâd eyledi
Husrev-i hûbân iden sen dilber-i şîrîn-lebi
Bî-sütûn-ı aşk içinde beni Ferhâd eyledi
Od ile korkutma vâiz bizi kim lal-i nigâr
Cânımuz bizüm oda yanmağa mutâd eyledi
Nass getürdi hüsnünin davâsın isbât itmege
Ol ki yârin kaşını nûn u gözin sad eyledi
Aldayup aldı Dehhânî yok behâya cânumı
Sorana bir bûseye aldum deyü âd eyledi
İsterisen mülk-i hüsn âbâd ola dâd eyle kim
Pâdşâhlar dâd ile mülküni âbâd eyledi
Mevlana
Ey Balçık Dünya
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
İsa’nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin,
Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı.
Bırak da bir ağaç gibi
yerin altından çıkarıp ellerimi
sevgilinin havasıyla sarmaşdolaş olayım,
uzayıp gideyim bâri.
Ey çiçek, dedim çiçeğe,
dedim, bu küçük yaşta sen,
neden ihtiyar oldun bu kadar,
dedim, nasıl oldu bu böyle?
Çocukluktan kurtuldum, dedi çiçek,
sabah rüzgârını tanıyalı,
hep yukarlara doğru çıkar
yukarlardan gelmiş bir ağaç dalı.
Şunu da söyledi çiçek:
Madem aslımı tanıdım,
madem yersizlik âlemi aslım,
artık bana tek bir şey düşecek:
Yücelip aslıma gitmek.
Sus yerter artık,
var git yokluğa haydi,
yoklukla yok ol.
Git, yokluklardan tanı
yokluktan var olanı.
Şeyhi
HAR-NÂME
Bir eşer var idi zâif ü nizâr
Yük elinde katı şikeste vü zâr
Gâh odunda vü gâh suda idi
Dün ü gün kahr ile kısuda idi
Ol kadar çeker idi yükler ağır
Ki teninde tü komamışdı yağır
Nice tü kalmamışdı et ü deri
Yükler altında kana batdı deri
Eydür idi gören bu sûretlu
Tan degül mi yürür sünük çatlu
Dudağı sarkmış u düşmiş enek
Yorılur arkasına konsa sinek
Toğranur idi arpa arpa teni
Gözi görince bir avuç samanı
Kargalar dirneği kulağında
Sinegün seyri gözi yağında
Süleyman Çelebi
Mevlid
Hakk Teâlâ ne yaratdı evvelâ
Cümle mahlûkdan kim ol evvel ola
Mustafâ nûrunu evvel kıldı var
Sevdi anı ol Kerîm ü gird-i gâr[1]
Hakk ana verdi mükemmel eyledi
Yaradılmışdan mufaddal eyledi[2]
Andan oldu her nihân ü âşikâr[3]
Arş u ferş u yerde gökde ne ki var
Ger Muhammed olmaya idi ayân
Olmayıserdi zemîn ü âsumân[4]
Ger Muhammed gelmeseydi âleme
Tâc-ı izzet ermez idi Âdem’e
Hem vesile olduğu için ol Resûl
Âdem’in Hakk tevbesin kıldı kabul
Nûh ânınçün garkdan buldu necât
Dahi doğmadan göründü mu’cizât
Ceddi olduğiyçün anın hem Halîl
Nârı cennet kıldı ana Ol Celîl
Cümle ânın dostluğuna adına
Bunca izzet kıldı Hakk ecdâdına
Hem dahi Mûsâ elindeki asâ
Oldu ânın hürmetine ejderhâ
Ölmeyüp Îsâ göğe bulduğu yol
Ümmetinden olmak için idi ol
Çok temenni kıldılar Hakk’tan bunlar
Kim Muhammed ümmetinden olalar[5]
Enbiyâ’nın şeksiz ol sultânıdır
Cümlesinin cân-ı içre cânıdır
Gerçi kim bunlar dâhi mürsel durur
Lâkin Ahmed ekmel u efdal durur[6]
Zirâ efdalliğa ol elyak durur[7]
Ânı öyle bilmeyen ahmak durur
Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile edin es-salât
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Habîballah
Esselâtü vesselamü Aleyke yâ Nuru Arşillah
Kaside
Ey göñül a'yân-ı devlet içre himmet kalmadı
Kimden umarsın kerem ehl-i mürüvvet kalmadı
Nefse nefsi oldı 'âlem her kişi hayretdedür
Kimseden hîç kimseye dermâna tâkat kalmadı
Ey dirîgâ lutf u ihsânuñ kapusın yapdılar
Zikri hayr olsun dinür sâhib-sa'âdet kalmadı
Gel zuhûr it kandasın ey Mehdî-i sâhib-kırân
Kim cihânda zâhir olmaduk 'alâmet kalmadı
Câhil ü nâ-dân oh gör ister isen mertebe
Kim kemâl ehline Bâkî şimdi ragbet kalmadı (Bâki Divanı)
------
Gitdi Kayser kasrınuñ tâk u revâkı kalmadı
Nice Kisrâ geçdi tâk u tumturâkı kalmadı
Bezm-i kesretden biz en evvel götürdük ayagı
Meclis âhir oldı gitdi bâde sâkî kalmadı
Şevk u zevk ehli çekildi biz dahı yâ Hû didük
Zevki gitdi 'âlemüñ ehl-i mezâkı kalmadı
Tolu urmış tarlaya döndürdi devrân sohbeti
Câm sınmış mey dökilmiş dest-i sâkî kalmadı
Gam degül Bâkî bekâ semtine kılsa irtihâl
Nice şehler bu fenâ mülkinde bâkî kalmadı
Nabi
N'oldu Sana
Nedir ey şûh bu bî-hûde gazab n'oldu sana
Meşrebin düşmen-i nâz idi aceb n'oldu sana
Virmemişsin tutalım ruhsat-ı âgûş-i visal
Varmağa meclis-i ağyâra sebeb n'oldu sana
Câme-hâb içre bıraksın beni ey mihr-i münîr
Durmadın çâk olıcak perde-i şeb n'oldu sana
Ne girersin araya yâre niyaz itdikçe
Kam ey girye mürâât-i edeb n'oldu sana
Oldun ey hâme-i Nâbî kati çokdan hâmûş
Bilmem ey zemzeme-pîrâ-yı tarab n'oldu sana
NefiGazel
Yoklamazsın hîç var mı dilde dâğın yâresin
Böyle mi gözler güzeller âşık-ı bîçâresin
Âh ile derdi bilinmez âşık-ı bîçârenin
Çâk çâk ede meğer âhı dil-i sad-pâresin
Gördüğün öldürmedir kârı o hûnî gözlerin
Koymaz anınçün elinden gamzeler gaddâresin
Zülfüne bend etmesin yâ n'eylesin Mecnûn gibi
Zabta kâdir olmayan âşık-ı dil-âvâresin
Halka-i zülfünden eyler dil temâşâ ruhların
Vermese hurşîde n'ola revzen-i nezzâresin
Derdin izhâr etmek ister dâ'imâ Nef'î sana
Sen de lutf et yokla bir gün dilde dâğın yâresin
Nedim
GAZEL
Hele îd oldu ol gül-gonce handân olduğun gördük
O sîm endâmı aldık halka-î ağûuşa bir kerre
O elmâsın hele zîb-i nigin-dân olduğun gördük
Meh ü mihrin senin olsun felek biz îd-gehlerde
Hilâl ebrûların hurşîd-i tâbân olduğun gördük
O kâfir-beççe bir peymâne sahbâ sundu kim alıp
Derûn-i lâleden âteş fürûzân olduğun gördük
Niyâz ü nâz ü nûş ü bahş ü ibrâm-ı kenâr ü bûs...
Bugün meclisde zevkin böyle tûfân olduğun gördük
Yalan olmaz o şûhun görmedik mey içtiğin ammâ
Bir iki kerrecik hem-bezm-i mestân olduğun gördük
Gülistân görmedik gül kokmadık ammâ ruhün meyden
Gül-ender-gül gülistân-der-gülistân olduğun gördük
Bi-hamdillâh yine kilk-i Nedîmâ-yı sühân-sâzın
Gazel-perdâz-ı bezm-i sadr-ı zî-şân olduğun gördük
Gazel